Sağlıklı diş eti gülkurusu renginde sıkı formda olup dişler fırçalanırken veya sert besin yerken kendiliğinden kanamaz. Diş eti kanaması diş eti hastalığının ilk belirtisidir, bu nedenle düzenli olarak bir hijyen uzmanına görünmek, herhangi bir sorunun erken fark edilip giderilebileceği konusunda size gönül rahatlığı sağlar.
Diş hijyeni, günlük diş fırçalama ve diş ipi kullanımının yanı sıra iyi beslenme ve sıvı tüketimi yoluyla dişlerinize ve ağzınıza özen göstermekle ilgilidir. Diş hekimine yapılan düzenli ziyaretler, dişlerinizin ve diş etlerinizin uzun süreli sağlığını garanti eder ve size mükemmel alışkanlıklar geliştirmeniz için gerekli araçları sağlar. Diş etlerinizin kapsamlı bir değerlendirmesinin yanı sıra kapsamlı bir temizliğe sahip olacaksınız. Diş hekiminiz, elde edilen bulguları sizinle tartışacak ve sizin rızanızla, gerekli herhangi bir başka tedavi için sizi yönlendirecektir. Periyodik diş taşı temizliği randevularınızı diş muayeneniz ve taramanız kadar önemli buluyoruz.
Hayır. Diş etleri tahriş olduğunda ve iltihaplandığında kanar ki bu normal değildir. Enflamasyon, vücudunuzun dişlerde kalan plağa (yumuşak bir bakteri filmi) verdiği tepkidir. Diş eti kanamaları tedavi edilmezse diş eti hastalığına dönüşebilir. Zamanla, günlük fırçalama ve diş ipi gibi araçlarla diş araları temizlenmezse, plak, diştaşı adı verilen sert bir birikintiye dönüşebilir. Diş etleriniz kanıyorsa, fırçalamaya devam etmek ve ağzı temiz tutmak önemlidir, aksi takdirde bakteriler büyümeye devam edecek ve diş eti iltihabını daha da kötüleştirecektir. Kapsamlı diş taşı temizliğinden sonra birkaç gün içerisinde diş etlerinizin kanaması durmalıdır. Diş etleriniz kanıyorsa, sorunu teşhis eden ve tedavi eden ancak en önemlisi dişlerinize ve diş etlerinize nasıl bakmanız gerektiğini size gösterecek olan ve daha fazla sorun yaşamamak için diş ekibinizin tavsiyesine başvurmanız gerekir. Sigara, ağızdaki kan akışını kısıtladığı için diş eti problemini kapatabilir. Yakın zamanda sigarayı bıraktıysanız, bu diş etlerinin daha iyi bir kan dolaşımına sahip olmasını sağlayabilir.
Florür, yetişkinlerde ve çocuklarda diş çürümelerini azaltmaya yardımcı olur ve dişleri güçlendirmeye ve korumaya yardımcı olur. Üç yaşına kadar tüm çocuklar, florür seviyesi 1000 ppm’den az olmayan bir diş macunu kullanmalıdır. Üç yaşından sonra, 1350 ppm ila 1500 ppm içeren bezelye büyüklüğünde bir diş macunu kullanmalıdırlar. Bazı çocukların diş macunları, yetişkin diş macunlarının sahip olduğu florürün yalnızca yarısına sahiptir. Dişler için sadece sınırlı koruma sağlarlar. Çocuklarınız 7 yaşından küçükse dişlerini fırçalarken onlara göz kulak olmalı ve diş macununu yutmamaları konusunda teşvik etmelisiniz.
Çocukların en kısa zamanda ebeveynleriyle birlikte diş hekimine gitmeleri önerilir. Daha sonra diş hekiminizin önerdiği sıklıkta bunları düzenli olarak almalısınız. Bu onların seslere, kokulara ve çevreye alışmalarını sağlayacak ve onları gelecekteki ziyaretler için hazırlayacaktır. Bu ziyaretler ne kadar erken başlarsa, çocuklar o kadar rahatlayacaktır.
Testler, elektrikli diş fırçalarının plak çıkarmada daha etkili olduğunu göstermiştir. Herkes elektrikli fırça kullanabilir. Engelliler veya yaşlılar gibi, normal bir diş fırçası kullanmanın kendilerini iyice temizlemelerine izin vermediğini hisseden, kol veya el hareketi sınırlı kişiler için özellikle yararlıdırlar.
Hassas dişler için özel olarak tasarlanmış bir diş macunu kullanmayı deneyebilirsiniz. Yüzeyi korumaya yardımcı olduğu için yatağa giderken hassas bölgeye biraz diş macunu sürün. Güçlü asitli yiyecek ve içeceklerden kaçınmaya çalışın ve yemekten sonra fırçalama için en az bir saat bekleyin, çünkü bu daha fazla hassasiyete neden olabilir. Dişlerinizi gıcırdatmak da hassasiyeti artırabilir ve gece plağı uygulanması gerekebilir. Hassasiyete birkaç durum neden olabilir ve diş hekiminiz bunları tanımlayacak, doğru bakımı önerecektir.
Ağız kokusu çok yaygın bir sorundur ve birçok farklı nedeni vardır. Kalıcı ağız kokusuna genellikle dişlerinizi, diş etlerinizi ve dilinizi kaplayan bakterilerin yaşam döngüsünde ortaya çıkan gazlar neden olur. Ayrıca, dişlerin arasına ve dile takılan yiyecek parçaları çürür ve hoş olmayan bir kokuya neden olabilir. Sarımsak, kahve ve soğan gibi güçlü yiyecekler soruna katkıda bulunabilir. Bu nedenle dişlerinizi doğru ve düzenli fırçalamanız çok önemlidir. Bu, nefesinizin taze kokmasına yardımcı olacaktır. Dişlerimizdeki ve diş etlerimizdeki (“plak” olarak adlandırılan) bakteriler de diş eti hastalığına ve diş çürümesine neden olur. Diş eti hastalığının işaretlerinden biri de ağzınızda kötü koku veya kötü bir tat olmasıdır. Diş hekiminiz, düzenli kontrolleriniz sırasında sorunu görüp tedavi edebilecektir. Sorunlar ne kadar erken bulunursa, tedavi o kadar etkili olacaktır. Ağız kokusuna bazı tıbbi problemler de neden olabilir. Ağız kuruluğu (kserostomi), tükürük bezlerinin daha az tükürük ürettiği bir durumdur. Bu, ağzınızda bakteri oluşmasına neden olur ve bu da ağız kokusuna neden olur. Ağız kuruluğu bazı ilaçlardan, tükürük bezi problemlerinden veya sürekli burnunuz yerine ağzınızdan nefes almanızdan kaynaklanabilir. Yaşlı insanlarda tükürük üretimi azalır ve daha fazla sorun oluşabilir. Ağız kuruluğu çekiyorsanız, diş hekiminiz yapay tükürük ürünü önerebilir veya reçete edebilir. Veya sorunla başa çıkmanın başka yollarını önerebilirler. Diş hekiminiz ağzınızın sağlıklı olduğunu tespit ederse, ağız kokunuzun nedenini öğrenmek için ilgili tıbbi bölümlere yönlendirmeler yapacaktır.
Sağlıklı diş eti gülkurusu renginde, portakal kabuğu dokusuna benzer, kanamasız ve sıkı bir formdadır. Diş eti sağlığını etkileyen bir çok faktör vardır. Diştaşı oluşumu ve düzenli detertraj (diştaşı temizliği) uygulamasının yapılmaması, yanlış diş fırçalama alışkanlığı, beslenme alışkanlığı, sistemik rahatsızlıklar, hormonal değişimler, genetik faktörler gibi bir çok değişken etkili olmaktadır.
Sağlıksız diş etleri ödemli (şişkin), sıklıkla kanamalı, parlak ve pürüzsüz görünür. Sağlıksız diş etleri diştaşı oluşumu kaynaklı olduğunda genellikle ağız kokusu ve diş lekelenme şikayetleri de beraberinde görülür. Diştaşı oluşumu ilerledikçe diş etleri hareketli bir hale gelir ve diş ile sıkı bağlantısı bozularak cep oluşumuna yol açar. Bu bozulan bağlantı zamanla diş eti çekilmeleri ve kemik yıkımına dönüşebilir. Diş eti çekilmesi kök yüzeyinin ağız içerisine açılmasına ve diş hassasiyetine neden olur. Kemik yıkımı görülen dişlerde ise azalan kemik desteği nedeniyle diş mobilitesi (diş sallanması) ardından da çok ileri boyutlarda diş kayıpları görülebilmektedir.
Sağlıklı diş eti için hekimin belirleyeceği periyotlarla örneğin 6 aylık-1 yıllık aralıklarla diştaşı temizliği yapılması gereklidir. Bunun yanısıra oral hijyen eğitiminin iyice anlaşılması ve gündelik yaşamda uygulanması çok kıymetlidir. Diş fırçalanması ardından 30 dakika sonra diş yüzeyinde kaygan bir şekilde hissettiğimiz plak tabakası oluşmaktadır. Gün içerisinde öğünlerden sonra sıkışan ve yapışan yiyecek artıklarının ve diş yüzeyinde oluşan plağın fırçalama ile uzaklaştırılması gerekmektedir.
Bir çok hastamızın sağlıklı diş eti için dişlerini düzenli fırçaladığını söylemesine rağmen klinikte ağız hijyenin yeterli olmadığını gözlemliyoruz. Bu da hastaların etkili diş fırçalama alışkanlığına sahip olmadığı anlamına gelmektedir.